ANAEROBİK  EŞİK

 

Metin PORSUK

 

 

   ÖZET:

   Dayanıklılık  sporlarında  performansı sınırlayan  faktörlerden  en  önemlisi  anaerobik  eşik (AT) kabul edilmektedir. Günümüzde dayanıklılığın geliştirilmesi için AT’in geliştirilmesi ve antrenmanın bu eşiği geliştirici şekilde düzenlemesi esastır.

 

   SUMMARY

   It is accepted  that  the  most  important  factor which limits the performance in endurance is Anaerobic Threshold (AT). Nowadays in order to develop endurance it is essential to develop AT and organise training in a way to develop this threshold.

 

   AT ilk kez 1964’te Wasserman ve Mcliroy  tarafından  tanımlandı ve ayrıntılı  açıklama  ise Wasserman ve ark. (1973) tarafından yapıldı. (Akt. Demirel, 1990)

   Şiddeti artan bir egzersiz sırasında gerekli enerji belirli bir noktaya kadar aerobik mekanizmalarla sağlanır. Ancak, bu noktadan sonra aerobik mekanizmalar yetersiz kalır ve anaerobik mekanizmalar  devreye  girer.  İşte  anaerobik  mekanizmaların  enerji  teminine  katılmaya başladığı bu noktaya AT denir (Kara ve Gökbel, 1994).

   AT  en  basit  anlamda  kanda  fazla  miktarlarda  laktik  asit  birikimine  neden  olmayan  iş yüküdür (Alpar, 1988).

   Wasserman ve ark. (1973), AT’i metobolik asidoz ve solunumsal gaz değişiminin oluştuğu noktanın  hemen  altındaki  çalışma  veya  O2  temini  düzeyi  olarak  tanımlanmıştır. Bu  eşik anaerobik metobolizma ve asit oluşumuyla sonuçlandığı sırada çalışan kaslara yetersiz O2 iletimi olarak nitelendirilmiştir.

   Kan  laktat  konsantrasyonundaki  bu artışın  ortaya çıktığı diğer literatürde farklı tanımlarla da  ele  alınmaktadır. Bunlar  anaerobik  eşik (AT) , Laktat  eşiği (LT), Kan  Laktat  Birikimi başlangıcı (OBLA), Plazma Laktat Birimi Başlangıcı (OPLA) ve Maksimal Laktat Sabitlik Durumu (MLSS)’ dur (Dinç, 1988).

   Mader ve ark.(1976) birçok sporcunun 4 mmol/L’lik hızda yaklaşık 30 dk. Çalışabildiklerini saptayarak, 4 mmol/L’lik laktat değerini AT noktası olarak belirlediler (Maglischo, 1993).

      Stepman ve ark. (1981) herkesin faklı bireysel AT değerine sahip olduklarını belirtişlerdir. Bireysel  anaerobik eşik (IAT)’i  egzersizde  kan laktatının  eliminasyonu ile kandaki laktatın difüzyon hızının hem maximal hem de aynı olduğu metabolik hız olarak tanımlamışlar. Yani uzun süreli egzersizde kan laktat konsantrasyonunun steady-state de kalacağı en yüksek metobolik hız olarak tanımlanabilir.

   MeLellan  ve ark. (1991) hem  submaksimal hem de maksimal aralıklı (intermittent) testte aktif ve pasif toparlanmanın IAT’in belirlenmesine etkisini araştırmışlar ve aktif toparlanmanın hem submaximal hem de maximal aralıklı testlerde IAT’in belirlemesini etkilemediğini bulmuşlardır. Bu çalışmada VO2max’ın yaklaşık %35’inde yapılan aktif toparlanmanın IAT’in belirlenmesini etkilemediği görülmüştür. Fakat  IAT’ın  maximal  testte  submaximal testten daha yüksek metabolik hızda oluştuğu görülmüştür.

   Heck ve ark. (1985) ise IAT değerini 3-5 mmol/lt bulmuşlar ve ortalama 4 mmol/lt olarak kabul etmişlerdir. Buna 4 mmol/lt laktat eşiği (AT4)  (birçok makalede AT)  denmektedir.

   IAT değeri 4 mmol/L kan laktat konsantrasyonunun altında veya üstünde olabilir. Bu değerin 1.3-6.8 mmol/L arasında değiştiği literatürde belirtilmektedir (Maglischo, 1983).

   AT’in ölçümü oksidatif metabolizma tarafından uygulanan iş yükünün belirlenmesiyle bir gösterge görevi yapar. Bu iş yükünün MLSS’e karşılık gelmesi beklenir. MLSS sabit bir iş yükünde laktatın sabitlik durumuyla sonuçlanan kan laktat konsantrasyonunun en üst noktasıdır.

   Beneke (1995), 9 kürekçi üzerinde yaptığı çalışmada 4 mmol AT ve IAT’da kürek ergometresinin MLSS iş yüküne uygun  olmadığını  bulmuştur. AT4  ve  IAT’ın  pratik  kullanımının bağımsız olarak MLSS iş yüküne karşılık gelmediğini açıklamıştır.

   AT ve VO2max

   VO2max dayanıklılık sporlarında en önemli aerobik kapasite kriteri olarak gösterilmektedir. (Conconi ve ark. 1983 ; Jones ve Doust 1998 ; Golden ve Vccaro, 1984). Son  çalışmalar benzer VO2max değerlerine sahip sporcuların dayanıklılık kapasitelerinin farklı olduğunu ve elit  dayanıklılık  sporcularının  en  düşük  laktat  birikimiyle  VO2max’larının  yüksek  bir yüzdesini kullandıklarını göstermiştir (Golden ve Vaccaro, 1984).

   AT VO2max’ın kullanımını sınırlamakta ve böylece sporcunun dayanıklılık müsabakalarında sürdürebileceği iş  yükünü belirlemede  önemli  bir etken olmaktadır. Bu  oldukça  yüksek  bir korelasyonla doğrulanmış ve sapma hızı (Vd-KAH-koşu hızı arasındaki doğrusallıktan sapma hızı)  ile  koşu  hızı  arasında  5000m.  koşusunda  (r =0.98) , maratonda  (r =0.95) ve 1 saat koşusunda (r =0.98) ilişkisi bulunmuştur (Conconi ve ark. 1982).

   Farell  ve  ark.  (1979)  tarafından  uzun  mesafeli  koşu  performansı  ve  OPLA  arasında (r =0.91),VO2max için (r =0.83), koşu ekonomisi için (r =0.49) ve kas fibril tipi için (r =0.47) olarak tespit etmişlerdir. (Conconi ve ark. 1982).

   AT  sedanterlerde  VO2max’ın  %40-60’ında  görülürken , dayanıklılık  sporcularında VO2max’ın %85’ine kadar görülmeyebilir. Çocuklarda ise ortalama VO2max’ın %60’ı civarındadır (Kara ve Gökbel, 1994).  

 

   Ventilasyon Eşiği:  Anaerobik  eşikten sonra  biriken  laktik asidin  tamponlanması  sonucu CO2 yapımı, O2 kullanımından daha hızlı artmaktadır. Biriken CO2’i alabilmek için ventilasyonunda (VE); VO2’den daha hızlı arttığı bu noktaya ventilasyon eşiği (VT) denir ve grafik üzerinde elle veya bilgisayarla belirlenir ve AT olarak değerlendirilir (Kara ve Gökbel, 1994).

   Hoffmen  ve ark. (1999)  yaptıkları  çalışmada  VT’de  yapılan  antrenmanın  mesafe  koşu performansını arttırdığını ve VT’nin kan laktat parametrelerini ölçmede ve kullanmada uygun bir alternatif olacağını belirtmişlerdir.

   Wytt (1999) yaptığı meta analiz çalışmasında LT ve VT ile VO2max’ı karşılaştırdı. Sonuçta VO2max’ın LT ve VT’nin iyi tahminini sağlamadığı görülmüştür. LT ve VT arasında anlamlı bir benzerlik gözlenememiştir.

   Laktat Eşiği:  Laktat  eşiği  (LT)  egzersizde  laktatın  üretimi  ve  eliminasyonu  arasındaki dengesizlik olarak açıklanmıştır.

   Pfitzinger ve ark. (1998) , 20 dayanıklılık sporcusu üzerinde  egzersizde laktat ölçümlerinin güvenirliğini araştırmışlardır. LT’daki hız (LT ver)-0.98-0.99, LT’daki VO2 (LTvo2)-0.91-0.96 ve LT’daki KAH (LTHR) -0.75-0.96 arasında ilişki göstermiştir. Sonuçlar LTVel , LT VO2  ve  LTHR  ölçümünün  güvenirliliğini  kanıtlamıştır. Aynı  çalışmayı  Weltman ve ark. (1990)’da yapmışlar ve benzer sonuçlar bulmuşlardır.

   Jones ve ark. (1997) yaptıkları çalışmada treadmil’de LT’e karşılık gelen VO2’deki oransız artışı  incelemişlerdir.  Sonuçta  laktik  asidozun  başlangıcı ve VO2 yavaş  bileşeni arasında yakın  bir  ilişki  bulmuşlar ve  LT’nin  üzerindeki VO2  egzersiz şiddeti ilişkisinde linearlik bozulmuştur.

   Dobbins ve Fallowield (1998) bisikletçiler üzerinde yaptıkları çalışmada MLSS ve V-Slope arasında(hem VO2 değerleri hem de güç çıktısı olarak)bir ilişki bulamamışlardır. Fakat MLSS ve VO2 kırılma noktası (VO2değ) arasında güçlü bir ilişki bulmuşlardır.

   Romer ve ark. (1996) 15 erkek mesafe koşucusu üzerinde yaptıkları çalışmada laktat minimum testin MLSS hızının ölçümü için geçerli ve güvenilir bir yöntem olduğunu ve minimum kan laktatının  glikojen  tükenme  şartlarına dayanıklı olduğunu  belirtmiştir. Minimum  kan laktat  konsantrasyounun  eşik  noktalarının kişisel  değerlendirilmesinde daha  objektif  bir değerlendirme sağladığı belirtilmiştir.

   Jones ve  Doust (1998)  MLSS’un  belirlenmesinde laktat  minimum  testinin  geçerliliğini araştırmışlar ve 13 erkek atlet  8 km. yolda  koşturulmuş ve laboratuar  testleri  yapılmıştır. Sonuçta  laktat  minimumdaki  koşu  hızı ([Lac]B-V)  ile  MLSS’deki  koşu  hızı  en  düşük korelasyon (r =0.61) göstermiş ve V-MLSS’in en kötü tahmini sağlamıştır. LT’deki hız (V-TLac) V-MLSS ile en yüksek korelasyonu göstermiş (r =0.94) ve V-MLSS’e en yakın tahmini  sağlamıştır. Sonuçta  V-TLac  submaximal  egzersizden  kan  laktat  birikimi  ile  ilgili ölçümlerde V-MLSS’in en iyi tahminini sağlamakta ve HTLac 8 km performansının tahmin

edilmesinde güçlü bir göstergedir.

 

   ANAEROBİK EŞİĞİN BELİRLENMESİ

   Anaerobik eşik başlıca iki yolda belirlenmektedir.

1-İnvazif Metot: Kulaktan kan alınarak kan laktat konsantrasyonu ölçülür, laktat  konsantrasyonu kullanılan O2 miktarın veya uygulanan yüke karşı grafiğe konularak AT  bulunur.

   2- Non-İnvazif Metot: Bu yöntemle kan alınmadan ventilasyon , nabız , solunum  katsayısı gibi parametreler kullanılır. Anaerobik eşikten sonra biriken laktik asitin tamponlanması sonucu CO2 yapımı, O2 kullanımından daha hızlı artmaktadır. Biriken CO2’i atabilmek için ventilasyonunda  VO2’den  daha  hızlı  arttığı  bu  nokta  (VT) grafik  üzerinde  elle  yada bilgisayarla belirlenir.

   Solunum katsayısı (RQ) da yük arttıkça yavaş yavaş artarken , VT’nin üzerinde çok hızlı yükselir. İşte kırılımın olduğu bu nokta RQ/Çalışma şiddeti grafikte bulunarak AT belirlenir (Gökbel ve Kara, 1994).

   Conconi ve ark. (1982) AT’i belirlemek için non-invazif in saha testi geliştirdiler. Bu testte giderek  artan şiddete  karşı KAH grafiğe  konularak , KAH’nın  kırılım noktası (HrDef) AT noktası olarak kabul edilmiştir. Bu test kolay ve pratiktir. Fakat bazı dezavantajları vardır;

   1-LT ve VT hemen hemen herkeste tespit edilebilirken, nabız eşiği birçok kişide tespit edilemiyor. (Hoffman ve ark. 1997).

   2-LT  ve VT  kavramlarının  fizyolojik  temelleri  ve  birbirleriyle  ilişkisi  kolayca  izah edilebiliyor.  Nabız  artış  hızındaki  kırılmanın  sebebi  henüz  bilinmiyor. Ayrıca nabız artış hızındaki kırılma LT ve VT’den daha sonra meydana gelmektedir (Zacharogiannis ve Farrally 1993).

   Cheng ve ark. (1992) Dmax metodu denilen yeni bir nonivazif metot geliştirdi. Bu metoda göre , egzersiz sırasında  harcanan O2’e  karşılık  kan  laktat  konsantrasyonları veya VCO2 , RQ gibi değişkenlerden biri grafiğe alınmakta ve bir eğri elde edilmektedir. Daha sonra eğrinin  iki  ucu  bir doğru  ile birleştirilmekte ve eğrinin , doğrudan ve uzak noktasına Dmax adı verilmektedir. Bilgisayar yardımıyla curvilinear regresyon analizleri sonucu bulunan Dmax, LT ve VT olarak değerlendirilmektedir.

 

 

 


 Ventilasyon veya 

  metabolik

  değişken                                                           A

 

 

 

 


                                                                 M        Eşik noktası (VT veya LT)

                                                   

                                    B

 

 

                                                                                                         VO2 (lt/dk)

 

                                                           Şekil 1-Dmax eğrisi

 

   Dmax Yönteminin Avantajları

   1-Önceki yöntemlerle elde edilen benzer eşik değerlerinin elde edilmesi,

   2-Farklı metabolik/solunumsal değişkenlerle (EqO2, Nefe sıklığı, Ve, VCO2) benzer eşik değerleri elde edebiliyor ve eşik noktalarında bu gözlenen değişkenler arasında çok yakın bir ilişki gözleniyor.

   3-Ayrıca Dmax metodunda subjektif vizüel eşik tespiti ortadan kaldırılmış ve fizyolojik değişkenlerin düzensiz cevabından dolayı linear regresyonla kişilerin yaklaşık %30’unda belirlenemeyen eşik seviyesinin, bu yolla her zaman bulunabileceği bildirilmiştir.

 

   ANAEROBİK EŞİK ANTRENMANI

   Çalışan kaslar laktik asidin uzaklaştırma hızı, AT noktasının biraz üzerindeki hızlar yapılan çalışmalarla artırılır.Ancak bu uygulamalar sırasında antrenmanın temel ilkelerine uyulmalıdır (Çolak, 1996).

   AT antrenmanının amaçları şunlardır:

   1-Anaerobik ortamda çalışarak bir yüklenmeyi başarabilen kasların aynı işi aerobik olarak yapabilmesinin sağlanması,

   2-Laktatın çalışan kaslarda metobolize edilmesi,

   3-Laktatın antrenman sırasında çalıştırılmayan komşu kas liflerine dağılımının sağlanması,

   4-Biriken laktatın kandan, kalp, karaciğer ve diğer kaslar tarafından metabolize edilerek uzaklaştırılması

   Dayanıklılık antrenmanı ile AT’de sağlanacak bir gelişme;

   1-Daha çok iş yapabilme kapasitesinin artmasına (VO2max cinsinden).

   2-Çalışan kaslarda daha az laktik asit birikmesine,

   3-Var olan laktik asidin kaslardan uzaklaştırılma hızının artmasına neden olur (Alpar, 1998).

 

   SONUÇ

   Anaerobik eşik dayanıklılığın geliştirilmesinde ve değerlendirilmesinde önemli bir kriterdir. Sporcunun form durumunun izlenip buna göre antrenmanın düzenlenmesi ve gerekli test prosedürlerinin uygulanması çok önemlidir. AT’in tespitinde kullanılacak test prosedürünün seçimi çok önemlidir. Testin seçiminde farklı parametrelerden (KAH, laktat, VO2, VO2 gibi) hangisinin  kullanılacağı , test  yönteminin  dizaynı (yani invazif , non-invazif , nerede test edilecek (treadmil, bisiklet ergonometresi, saha, havuz vb. gibi) süre ve aralar gibi), sporun yapıldığı çevre (havuz, açık hava, salon) gibi kriterler göz önüne alınarak test seçimi yapılma-

lıdır.  Daha  sonra  test  sonuçlarının  yorumlanarak  uygun  yüklenmelerde  AT’de  gelişme sağlanmalıdır.

 

   KAYNAKLAR

   Alpar, R. (1998). Yüzme e Sutopu Antrenmanının Temelleri. Ankara: Yüzme,Atlama ve Sutopu Fed. Yay. 29-34

   Beneke, R.(1995).”Anaerobic Threshold, Individual Anaerobic Threshold and Maximal Lactate Steady State in Rowing” Med. Sci. Sports Exerc. 863-866.

   Cheng, B.,Kuipers, H.,Snyder,A.C.,Keizer,H.A.,Jeukendurp,A.,Hesselink,M.(1992).”A New Apporoach forthe Determina-tion of Ventilatory and Lactate Thresholds.”Int. J. Sports.

Med. 13 (7); 518-522.

   Conconi, F.,Ferrari, M.,Zıglio, P.E.,Droghetti, P.,Codeca, L.(1982).”Determination of the Anaerobic Threshold by anon-invasive Field Test in Runners.” J.Appl. Physiol. 52;869-873.

   Çolak, R. (1996). “Mesafe Koşularında Anaerobic Eşik.”Atletizm Bil. Ve Der. 22;16-18.

   Demirel, H. (1990)”Anaerobic Eşiğin Fizyolojik Anlamı” Spor Bil. I. Ulusal Sem. Bil. Ankara: Spor Toto Teş. Müd. 567-585.

   Dinç, C. (1998). Bir Anaerobic Eşik Belirleme Yönteminin (M.C.T) Güvenirlik ve Geçerliği  (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ankara; H.Ü Sağlık Bil. Ens. 19.

   Dobbins, T.,Fallowfield, J.L (1998).”The Relationship Between the VO2 Deflection Point. Maximum, Lactate Steady State and V-Slope” J. Sports Sciences. 16 (5).

   Golden , H.P. Vaccaro , P. (1984). “The  Effects of  Endurance Training Intensity on  the Anaerobik Threshold” J. Sports Med. 24; 205-210

   Heck, H., Mader, A., Hess, G.,Mücke, S.,Müler, R., Hollman, W.(1985)”Justification of the 4 mmol/L Lactate Threshold” Int. J. Sports Med. 117-130.

   Hoffman, R.L.(1999). “Effects of Training at the Ventilatory Threshold on the Ventilatory Threshold and performance in Trained Distance Runners” J. Strength and Cond. Resk. 13(2) 118-1213.

   Hoffman, P.,Pokan,R.,Von Duvillard, S.P. Scibert, F.J.,Zweiker, R.,Schmid, P.(1997)“Heart Performance  Curve During  Incremental Cycle Ergometer  Exercise  İn  Healty Youn  Male Subjects” Med. Sci. Sports. Exerc. 29 (6) 762-768.

   Jones, A.M.,Doust, J.H(1998).“The Validty of the Lactote Minimum Test For Determnation of the Maximal Lac-tote Steady State” Med. Sci. Sports Exerc. 30 (8), 1304-1313.

   Jones,A.M.,Carter,H.,Doust,J.(1999).“A Disproportionate Increase In VO2 Coincident With Lactate Treshold During Treadmill Exercise” Med. Sci. Sports Exerc. 31 (9); 1299-1306.

   Kara, M.,Gökbel, H.(1994).“Anaerobik Eşik ve Önemi” Spor Hek. Der. 29; 161-175.

   Maglischo, E.,W.(1993). Swimming Even Faster. Mountain View,California; Mayfield Pub. Com. 72-79, 144-147.

   Mclellan, T.M.,Cheung, K.S.Y.,Jacobs, I.(1991).“Incremental Test Protocol, Recovery Mock and the Individual Anaerobik Threshold” Int. J. Sports Med. 12 (2) 190-195.

   Pfitzinger, P., Freedson , P.S(1998) “The  Reliability of  Lactate  Measuraments  During Exercise” Int. J. Sports Med. 19; 349-357.

   Romer, L.M.,Sharp, N.C.C Head,T.(1998)“Validi tyand Reliability of the Lactate Minimum for Determination of Maximum Lactate Steady-State in Distance Runnurs” J. Sports Sci.16 (5).

   Stegman, H.,Klinderman, W.(1982)“Comparison of Prolonged Exercise Tests at İndividual Anaerobic Threshold and the Fixed Anaerobic Threshold of 4 mmol.l-1 Lactate” Int. J.Sports Med. 3: 105-110.

   Wyatt, F.B(1999)“Comprasion of Lactate and Ventilatory Threshold to Maximal Oxygen Consumption: A Meta Analysis.” J. Strength Cond. Res. 13 (1), 67-71.

   Zacharogiannis, E., Farraly, M.(1993).“Ventilatory Threshold, Heart Rate Deflection Point and Middle Distance Running Performance” J. Sports Med. Phys. Fitness. 33 (4), 337-347.

 

                                                                           Yayına Hazırlayan : Onur ÖZKOPARAN